Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Ocak 2011 Cumartesi

GRUP HEPSİ


Akort Dergisi Eylül-Ekim / 2005


HEPSİ
Şarkıcı /Dansçı / Dost/ Okullu / İdealist

Konservatuar öğrencisi dört yakın arkadaşın bir araya gelmesiyle kurulan “Hepsi” grubu, kısa sürede gençlerin ve çocukların sempatisini kazandı. Dans ve müzik alanında hayli iddialı olan grup üyeleri, tüm özellikleriyle bir ilk olduklarını söyleyerek önceki bayan gruplardan farklarını dile getiriyor...

Yasemin, Cemre, Eren ve Gülçin... Yaşları 19 ile 21  arasında değişen bu dört genç kız, çocukluk dönemlerinden bu yana birbirini tanıyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Bale bölümünde ortaöğretim ve lise eğitimi gören Hepsi üyelerinin en büyük hayalleri bir grup kurmakmış. Şimdilerde bu hayallerini gerçekleştirmenin mutluluğunu taşıyan Hepsi, Konservatuarda modern dans ve bale eğitimlerine de devam ediyor.
0nların aslında hepsi bir. Hepsi Konservatuarlı, Hepsi dansçı, Hepsi şarkı söylüyor ve Hepsi R&B tutkunu... En büyük isteklerinin insanlara pozitif bir şeyler vermek olduğunu söyleyen enerjik ve sempatik bu dört genç kız ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. 

Sizin 10 senelik bir arkadaşlığınız var, tanışmanız nasıl oldu?

Eren: 7-8 yaşları civarındayken AKM çocuk balesindeydik. İlkokul döneminden beri birbirimizi tanıyoruz. Daha sonra hepimiz aynı konservatuara girdik ve  halen eğitimimize devam ediyoruz.

Nasıl bir araya geldiniz, grup kurmak çocukluk hayalimiydi sizin için?
Eren: Evet. Çocukluğumuzun hayaliydi hep grup kurmak. Biz ortaokul yıllarındayken, müzik gruplarına hayranlıklarımız vardı. Onlarla yatıp onlarla kalkıyorduk özellikle Back Street Boys ile. Onların albümlerini alıp, söz dağılımlarını yapıyorduk. Herkes kendine göre birini seçiyordu.  Bir bölüm alıyordu kendine göre. Grup da onların taklitleriyle başladı. Ondan sonra bunun profesyonelliğe geçme dönemi oldu. O dönem içinde de şan derslerimizi aldık. Dans derslerimize yoğunlaştık. Halen de bir şeyler için çalışıyoruz.

Albüm yapmaya nasıl karar verdiniz, müzik dünyasına girişiniz nasıl oldu?

Yasemin: 2004 yılında Müzik şirketimiz Stardiumla tanıştık. Sözleşme yapıldı ve müzik piyasasına girmeye karar verdik. Onlarla tanışmamız da bizim diğer menajerimiz Şebnem Özberk sayesinde oldu. Şirket çok yeni bir şirket ve çalışanlarda çok genç. Bu bizim için çok büyük bir avantaj. Çok severek geldik buraya. Genç olmalarının avantajı  geniş bakıyorlar, kapalı düşünmüyorlar. Bu yüzden buradayız ve istediğimiz her şey  oluyor. Onlarda  bizi düşünerek hareket ediyorlar.

“Hepsi”nin anlamı nedir? 
Yasemin: Hepsinin isim babası Mete Özgencil. Hepsi olmasının sebebi; hepsi konservatuarda okuyor, hepsi dost, hepsi dans ediyor, hepsi şarkı söylüyor olmasından çıktı. İnsanlara pozitif bir şeyler yansıtmak istediğimiz için Hepsi oldu.

 İlerleyen dönemler için solo çalışmalar olabilir mi?
Eren: Biz böyle bir fikre yanaşmıyoruz bile. Piyasaya çıktığımızdan bu yana herkesin bize sorduğu ne zaman dağılacağımız. Genelde piyasanın amacı bir şeyi ya birleştirmektir, ya da dağıtmaktır. Eğer biz şuan birlikteysek onların merakı ne zaman dağılacağımız.
Cemre: Biz bir vokal grubuyuz. Bir parçamıza bakıyoruz örneğin. O kadar çok vokal yapmışız ki. Dördümüz bir araya gelip vokallerimizi dağıttığımızda havada kalan vokallerimiz bile oluyor. Tabi ki herkes tek başına da bir anlam ifade edebilir ama biz dördümüz bir bütünü oluşturuyoruz.
Eren: Aynı zamanda insanların da bizi bu kadar fazla sevmesinin sebebi  sanırım grup olarak insanlara enerji vermemiz. Grup enerjimizi çok sevdikleri için bize bu kadar sıcak ve güzel tepkilerle geliyorlar. Tek kişi olsaydık belki de bu kadar sevilmeyebilirdik. 
Cemre: Türkiye’deyiz. Bu şekilde baktığınız zaman 10 senelik bir arkadaşlığı olan kız grubu yok. Bu çok büyük bir avantaj bizim için. Tek başına çıkıp şarkı söyleyip, dans etmeyi deneyen ve yapan birçok insan var. Bizim kalabalık oluşumuz bir şans. 

Grup olarak insanların çok fazla dikkatini çektiniz. Aldığınız tepkiler ne yoğunlukta? 
Eren: Son konserlerimizde bunu daha fazla gözlemleyebildik. İnanılmaz artmış. Küçük çocuklardan ve gençlerden çok güzel tepkiler geliyor. Ağlayarak yanımıza koşanlar oluyor. Onları gördüğümüzde bizde duygulanıyoruz. Çok değişik bir duygu. Bunlardan zevk alıyoruz tabi. Yaptığımızın karşılığını, insanların sevgisini bize  göstermesiyle çok güzel alıyoruz.
Yasemin: İnternet sitemizde forum bölümümüz var. Buraya yazı yazıyor hayranlarımız. Okuyoruz onları. Bazen onlarla birebir chat yapıyoruz. Ve çok fazla üye var.
Eren: Bizimle ilgili her türlü bilgiyi internet sitemizden öğrenebilirler.

Şimdiye kadar nerelerde konserler verdiniz?
Yasemin: Yaz boyunca konserlerimiz oldu. Didim, Boğaziçi Üniversitesi,  Mersin ve Veliefendi hipodromu bunlardan birkaçı. Çok yorulduk ama çok eğlendik.

Hepiniz enerji dolu ve sempatiksiniz. Sanıyorum insanların sizi sevmesindeki en önemli nedenlerden biri bu. 
Gülçin: Her sahneye çıktığımızda ayrı bir heyecan taşıyoruz. İnsanlara saygı duyuyoruz ve sahneye çıktığımızda onları her konuda memnun etmek istiyoruz.
Cemre: En büyük isteğimiz insanlara pozitif bir şeyler verebilmek. Biz o an sahnede eğlenebiliyorsak, onlarda bizim kadar eğlensin istiyoruz. Biz ne hissediyorsak, onlarda hissedebilsinler istiyoruz ve onu yansıtmaya çalışıyoruz.

Siz, hem dans edip aynı zamanda şarkı söylüyorsunuz. Sahne için bu çok büyük avantaj. Her ikisi de sizin çok önemli ama sizin tercih sıralamanız nedir?
Eren: Bizim için ikisi de çok önemli. Bunu biz ayıramıyoruz. Ama okuduğumuz okul dans üzerine. Dansçılık eğitimi aldık. O yüzden bizim için  dansçılık çok önemli. Belki bir şarkıcı aynı anda şarkı söyleyip, dans edebilir. Dansı çok önemsemeyebilir. Ama biz bunun eğitimini aldık. Disiplinini biliyoruz. Ne şekilde bir seviye gelindiğini biliyoruz. O yüzden çok saygı duyuyoruz ve çok önemsiyoruz.
Gülçin: Hatta bazen dans hocamız ‘siz dansçı değilsiniz’ diyor. ‘Siz hem dans ediyorsunuz, hem şarkı söylüyorsunuz. Dansçı gibi dans etmeyin’ diyor. Bazen kendimizi çok kaptırıyoruz. Dansçı gibi düşünüyoruz. Öyle değil aslında ikisini de yaptığımız için bu şekilde davranmamamız gerekiyor.

Albümden söz edecek olursak;  çalışmalarına ne zaman başlandı, kimlerin albüme katkısı oldu?
Yasemin: Albüm çalışmalarına bundan beş yıl önce başlandı. Ama son iki senedir kayıtlarımız devam ediyordu. Albümde 13 parça yer alıyor. 8  aranjemiz Temel Zümrüt’e;  2 aranjemiz Ozan Doğuluya ait. Devrim Karaoğlu, Mete Özgencil ile çalıştık.
Eren: İki sene sürdü. Ama bu süre her gün stüdyoya girerek geçmedi. Belirli aralıklar oldu bu zaman içinde. Bunların hepside en iyi şarkıyı bulmak içindi. Sözlere ve bestelere çok dikkat edildi. Kayıt sürecide çok titiz geçti. Her şeye çok dikkat edildiği için uzun sürdü. En iyisini yapmak için  stüdyoda çok uzun zamanlar geçirdiğimiz oldu.  

Yaptığınız müzik için sizin yorumunuz nedir, tam olarak R&B diyebilirmiyiz?
Cemre: Biz sadece R& B yapmadık. Türkiye’de en çok dinlenen müzik tarzlarından biri pop. Pop ve R&B’yi birbirine kattık. Çok sevilen darbukalar, cümbüşler R&B’nin içine katıldı.
Yasemin: Özellikle böyle olmasını istedik. Severek de yapıyoruz.

“Hepsi” kimleri severek dinler?
Yasemin: Hepimizin aslında dinlediği isimler aynı. Alicia Keys, Usher, Destiny’s Child, Madonna, Christina Aquilera’yı severek dinliyoruz.

Birbirinizi çok iyi tanıyorsunuz ama buna rağmen zaman zaman anlaşamadığız noktalar oluyor mu, grup olmanın zorlukları var mı?

Eren: Grup olmanın zorluğu yok. Ama herkes her şeye çok fazla dikkate etmek zorunda. Çünkü tek kişi değilsiniz ve bireysel düşünemiyorsunuz. Örneğin ben yanlış bir şey yaparsam bu bana değil, hepimiz adına gelecek bir yanlış olur. O yüzden  her şeye dört kişi adına dikkat etmem gerekiyor.
Yasemin: Senelerdir biz bunu yapıyoruz zaten. Kendi davranışlarımız olsun, birbirimize olan davranışlarımız olsun hep dikkat ediyoruz. Bu birazda alışkanlık haline geldi.
Cemre: En başından beri belirlediğimiz bazı kurallar var. Bunlarda bizim birbirimize olan güvenimizi doğuruyor. Gruplar hep klasik nedenlerden dağılır. Eğer bunlardan birini atlarsak aynısını yapmış oluruz. Biz kurallara sımsıkı bağlıyız.

Tam olarak hayatınızda neler değişti albümden sonra?

Yasemin: Çok fazla bir şey değişmedi aslında. En fazla annemin arkadaşlarının çocukları tanışmak istiyor. Biz yine aynıyız.
Eren: Değişen tek şey, bizi sokakta çok fazla insanın tanıması. Bundan çok keyif alıyoruz. İnsanlar çok güzel bir şekilde yaklaşıyor bize.

Televizyon için teklif gelirse değerlendirmeyi düşünürmüsünüz? 
Yasemin: Eğitimini almadığız bir şeyi yapmak istemiyoruz. Eğitimini aldıktan sonra belki ileride olabilir. Biz bu işi yapmak istiyoruz. Dans edip, şarkı söylemek istiyoruz.

İlerleyen günlerdeki planlarınız neler?
Gülçin: Konserlerimize odaklanmış durumdayız. Konserlerimize devam ediyoruz. Kendi konserlerimiz olacak İstanbul ve Türkiye içinde.
Yasemin:  Selahattin Kara’yla çalışıyoruz. Kendisi Amerika’da yaşıyor. Michael Jackson ve Madonna gibi birçok ünlüyle çalışmış dünya çapında bir kareograf.. Tüm şarkılarımıza dans çalışması yapıyoruz. Konserlerimizde tüm şarkılarımızda kareografimiz olacak.

R&B (Rhythm and Blues) Nedir?


1943-51 yılları arasında güneyden kuzeye yapılan göçler esnasında piyanoyla nefeslilerle tanışan delta blues icracıları rock'n roll'a geçişteki son müzik türü olan R&B'u oluştururlar. Bu müzik türü, genel olarak bütün siyah müzik sitillerinin karışımından, blues armonik yapısı ve formülü oluşmuştur. Başlangıçta sadece siyahların radyo istasyonlarında ve sokaklarda yaşayan R&B, orta sınıf beyaz gençlerin bu müziği alışkanlık haline getirmesiyle birlikte popüler hale gelir. Gün geçtikçe artan talepler, yayınlanan R&B plaklarının sayısının artmasına ve 25 Mayıs 1949'da Billboard müzik dergisi listelerinde R&B adında yeni bir başlık açılmasına yol açar. 1953 yılında Chords grubunun Sh-boom adlı parçaları R&B listelerine sığmayarak, popüler müzik listelerine geçer ve "1" numaraya kadar yükselir. 1954-55 yıllarında aynı müziği beyazlar icra edince bunun adını Rock'n Roll koyarlar. "Ünlü rock'n roll piyanisti Fats Domino 'biz rock'n roll'a 15 yıl öncesine kadar New Orleans'da R&B derdik" demiştir. Rock'n roll'un R&B'den farklılaşıp kendine özgü bir müzik türü halini almasını sağlayan en önemli kişiler Elvis Presley ve Chuck Berry'dir. Günümüzde öne çıkan  R&B temsilcilerine birkaç örnek: Usher, Puff Dady, Beyonce Knowles ve Alicia Keys

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder