Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Ocak 2011 Cumartesi

BENGÜ

 

Akort Dergisi Ocak-Şubat/2006


İKİNCİ ADIMDA 12’DEN VURDU


Pop Müziğimizin kadın sesleri cephesinde bir kısırlık vardır hep. Az rastlanan dişi yorumcular, erkek starlara başkaldırırlar. Bengü de bu isimlerden biri... Tüm yaz “Korkumdan Ağladım”, “Gel Gel”, “Ciddi Ciddi” gibi şarkılarıyla dillerden düşmeyen Bengü, artık kendinden daha emin... “İlk albüme göre 5-0 öndeyim” diyen güzel şarkıcı, başarısını kendini olduğu gibi anlatmasına bağlıyor. Cesur cümlelerle BENGÜ, AKORT’a kendisini anlattı...

Uzun bir aradan sonra, yaz başında çıkardığı albümü “Bağlasan Durmam” ile beğeni kazanan ve halen büyük bir keyifle dinlenen şarkıcıyla sıcak ve samimi bir sohbet yaptık....


 Dört yıl gibi bir süreden sonra müzikten uzak kaldınız ama ikinci albümünüzle tüm yaz dinledik sizi. Beklediğinize değdi sanırım...

Tam anlamıyla her şeyin hazır olması gerekiyordu ikinci albüm için. Çünkü bu yolda çok önemli bir adım, ikinci albüm. Bütün popüler müzik yapan herkes için geçerli. Tabi ki uzun bir araydı ama benim için çok verimli geçti. Keşke bu kadar uzun ara vermeseydim demek yerine şimdi bu albümün başarısıyla önüme daha güzel bakmaya, daha büyük hayallere dalıp onları düşünmeyi tercih ediyorum. Geriye dönmektense ileriye bakmak gibi...Yazarlar bir kitap yazıyor, ikinci kitabını yedi sene sonra yazıyor. Çünkü o yedi sene gerekiyor ona. Malzeme toplayıp, daha güzel şeyler yaratabilmek için. Ama hiç kimse gidip niye kitabınız bu kadar uzun sürdü demiyor. Bizim işimiz daha fazla gündemde olmakla alakalı olduğu için böyle düşünülmesi çok doğal. Bundan sonraki albümüm bu kadar uzun sürmeyecek.

Uzun bir aradan sonra albüm yapmak piyasaya girerken sizi korkuttu mu?
Aslında insan kaygı da taşıyor. Albüm çıkmadan önce “unutulduk mu, en iyisi olacak mı” diye zaman zaman düşünmedim değil. Gerek patronum Ahmet Çelenk, gerek DSM ekibi çok destek oldular. Bende bestelerimi, duygularımı, sesimi, yorumumu, biriktirdiklerimi katınca başarı geldi. Biliyorduk güzel bir şey olacağını ama birazda riskli bir piyasa olduğu için korku yaşadım.

Televizyonda “Elifnağme” programının sunuculuğunu yaparak, ekranlardan aslında  uzak değildiniz. Bunların dışında nelerle uğraştınız?
İlk iki sene “Sen Bir Çiçeksin-Hoş geldin” albümünü tanıtarak geçti. Tanıtımın sonrasında konserlerimiz başladı. O yıllarda bar programı da yaptım. Daha sonra sadece özel gecelerde, bayi toplantılarda sahne almaya başladım. Kimse bunları duymadı ama ben çok çalıştım. Özel gecelerdeki konserler çok güzel geçti. Benim için her geçen gün daha iyi olmamı sağladı. Şimdi görebiliyorum ki artık belli bir temel oluşturmuşum o konuda. Onun dışında bu albüm için repertuar aşamasında çok fazla şarkı dinledik. İlk başta repertuarı seçmek çok uzun zaman aldı. Doğru kararı verebilmek için çok da acele etmedik. Hem bu albümün çalışması hem de sahneyle geçti diyebilirim.

“BU ALBÜMÜN HERŞEYİYLE ARKASINDAYIM”
Albümünüzün ikinci çıkış parçası “Gel Gel” Azeri bir parça... Azeri bir parça seçmek nereden geldi aklınıza?
Azerbaycan’da daha önce Manana adında bir kız söylemiş. Sanıyorum Kırgız. Azerbaycan’da çok meşhur olmuş şarkı. Azeri halkı bize çok yakın, kardeşiz. Dilimiz benziyor, insanları çok sıcak. Verilebilecek en iyi karardı o şarkıyı alıp burada söylemek. Albümde Türk ve Azeri versiyonu var. Bazı insanlar Azericesi çok güzel deyip onun için albüm alıyorlarmış. Bu da çok mutlu ediyor beni. Son dakikada gelişen bir fikirdi aslında Azericesini söylemek. Erhan Bayrak da çok güzel bir düzenleme yaptı. Tam bir yaz hiti oldu. Halen de ilgi sürüyor.

İki beste de size ait. “Müjde” ve “Ucuz Mumlar”. Bu yönünüzü nasıl keşfettiniz, başka besteleriniz var mı?    
İki yıldır bir şeyler yazıp, çizmeye başlamıştım ama cesaretsizlikten herhalde onları derleyip, toplayamamıştım. Bestelerimi önce ben çok beğendim, bunları ben mi yaptım diye kendi kendime söylerken müzisyen arkadaşlarım dinledi ve çok beğendiler. Albüme koymaya karar verdik. İyi de yapmışız. Güzel bir duyguymuş, insanın bir anda içinden gelen o müzikle kendi öz acısını, duygusunu başkalarının da yaşadığı duygulara ortak olduğunu görmek gerçekten çok güzel bir duyguymuş. 10-15 tane bestem var. Onlarda şimdi toparlanmaya başlandı. Hatta yeni bir şeyler daha çıkmaya başladı. O yüzden üçüncü albüme çok fazla zorlanmayacağım. Cesarette geldi artık. Eskiden utanırdım böyle dinletmeye, şimdi her yerde paldür küldür söylüyorum. Bence bir yorumcunun kendi bestesini de söylemesi gerekiyor. Bunu yapabilmek çok ayrı bir şey herhalde. Çok muhteşem besteler değil belki ama  benim aldığım tepkiler, bana gelen mailler çok olumlu. Mesala, birileri sadece benim bestelerime takılmış, o yüzden albümümü almış.

“Korkumdan Ağladım”, tüm yaz her yerde çaldı ve çok sevildi... Bu kadar sevilmesini nasıl açıklıyorsunuz?
Evet, slogan gibi oldu. Sözleri Serdar Ortaç’a ait. Ona da çok teşekkür ediyorum. Serdar bile nasıl tuttu parça diye geziyor, onunda çok hoşuna gidiyor. Bir yunan şarkısı aslında. Serdar melodiyi beğenip üzerine söz yazmak istedi. Bu kadar kalbi geniş bir insan. Halen benim şarkılarımı dinliyor, bana yardım etmeye çalışıyor. Benim başarımla mutlu oluyor. Onun bir hediyesi gibi “Korkumdan Ağladım” bana. Birde herhalde şans. Benim sesimle uyuştu, Suat’ın alt yapısı güzel oldu. Türk halkı gerçekten doğru işi alıyor. Çok güzel eliyorlar artık. Onu ben bu şarkıda çok güzel anladım. Hiç korkmadan, hüzünlü bir sonbahar klibiyle yaz başında çıktık ve her yerde çaldı.

“TARKAN’IN YAPTIĞINI YAPAN BİR KADIN POP STAR YOK...”
Aklımda kalan bir cümleniz var: “Türkiye’de kadın pop star yok” diye... Starlık kriterleriniz nedir?
Etrafta Pop Star diye gezenlerin hangi biri Madonna ki... Bende öyleyim. Hiçbirimiz Madonna gibi değiliz... Kadın bir tane şov yaptı, 20 sene daha o konuşulacak. Yüz binlerce insanı peşinden sürükleyip; giydiği pantolondan, saçının boyasına kadar hayranlık duyulan, attığı her adımıyla olay yaratan, insanlara sürekli başka şeyler veren bir tane kadın pop star yok...Çok güzel albümler yapılıyor ama Etiler’de geçerken panosu görüp, girip o kadını görebiliyorsunuz. Ona ulaşabiliyorsunuz anında. Birisi bana “Sezen Aksu pop star değil mi o zaman” diye sordu. Hayır Sezen Aksu bir idol. Sezen Aksu, Sezen Aksu; Ajda Pekkan, Ajda Pekkan; Nilüfer, Nilüfer... Onlar artık tartışılmaz. Ben yeni gelenlerden bahsediyorum. Tarkan’ın yaptığı olayı yapan bir kadın yok. Dansıyla, kıyafetiyle, bakışıyla, peşinden sürükledikleriyle...Tarkan bir tane gömlek giyiyor, bir bakıyorsunuz Tarkan’a hayran olan tüm şarkıcılar aynı gömlekten giyiyorlar. Türkiye’de bunun olması için  ekipman da az  diye düşünüyorum. Mesala, Christina Aguilera ilk çıktığında çıta gibiydi, sonra kadınsı bir görüntüye büründü. Onu alıp ürün gibi yoğurup yoğurup, günde 12 saat çalıştırıp “al sende busun” diyorlar. Tıpkı bir ürünü üretip, pazarlamak gibi.. Kimsenin yanlış anlaması da istemiyorum. Aslında piyasaya baktığımızda Türkiye’de çok doğru genç kadın şarkıcılar var. Benim sesine hayran olduğum çok kadın ses var ama dediğim gibi popüler kültüre hizmet eden pop star yok...Bunun için de çalışmak ve üretmek gerekiyor.

Siz kendinizi nerede görüyorsunuz?
Benim için daha çok erken. Daha 25 yaşındayım. Hemen olmasa da, kendi belirlediğim yere doğru ilerliyorum.

Müzik sektörüyle ilgili gözlemleriniz neler?
İyi ve kötü yönde bir sürü düşüncem var. Karamsar olarak baktığım ama şimdilerde düzelebileceğine inandığım MP3 sıkıntıları ve korsanlar. Tamamen hırsızlık olarak görüyorum. MÜYAP tarafından artık MP3’lere müdahale ediliyor. Geçen seneye göre son altı ayda % 40’larda bir düşüş var. Örneğin albümüm 120 bin sattıysa, demek ki çok daha fazla satacaktı diye düşündürüyor. Bu tamamen emeğinin karşılığını alamamak ve hüsrana uğramak. Müzik Yapımcılarını düşündüğümüzde, örneğin benim patronum benden hiçbir şey talep etmeyip, çok büyük bir yatırım yapıyor. O yatırımı alması gerekiyor ki bana yeni albümü de rahatlıkla yapabilsin. Albüm satışlarım bu piyasaya göre çok iyi gitti, hala da gidiyor. İstiyorum ki nasıl gidiyor diye sorduğumda Ahmet bey mutlu olsun. Çünkü gecesini, gündüzünü, emeğini, her şeyini koydu ve kazanması gerekiyor. Nitekim de iyi giden bir albümüm var niye daha iyi olmasaydı diye düşünüyorum. Bu çok üzücü. Onun dışında herkesin ne düşündüğünü bilmiyorum ama ben fazla olan albümlerden mutluyum. Herkes özgürce istediğini yapsın ki bizlerde sıyrılalım. Çünkü benim buralara gelmem çok kolay olmadı. 17 yaşımdan bu yana çaba, emek, hırs...İnsanın içi de yıpranıyor. Dolayısıyla birilerinin çıkıp,  “bende albüm yaptım lay lay” demelerine çok üzülüyorum. Benim gibi düşünen, emek veren, konservatuarlarda gece gündüz okumuş, benden çok daha bilgili sanatçılar var. Kim bilir onlar düşünüyorlardır? 

Televizyon tekliflerine sıcak bakıyor musunuz?
Sürekli dizi ve program teklifi alıyorum. Benim istediğim bir canlı yayın olabilir, kendi konuklarımı ağırlayabileceğim, orkestramla şarkı söyleyebileceğim hafta bir gün canlı yayın olabilir. Daha önce 10 numara şovu sunmuştum ben. Çok keyifliydi ve böyle bir proje olursa isterim tekrar. Ama şarkıcı Bengü şimdilik iyi böyle.

Her müzisyenin müziğe başlama hikayesi vardır. Sizinki nedir?
Hepimiz bir yetenekle geliyoruz bu dünyaya. Ablam mesala çok güzel yazılar yazardı şimdi Milliyette çalışıyor. Bir arkadaşım çok güzel resim yapardı, sergi açtı. Yani bize yukarıdan bir şey hediye ediliyor ve onu değerlendirebiliyorsanız o yolda devam ediyorsunuz. Bana verilen de böyle bir şeydi. Böyle bir iç güdüyle başlayan ve ailemin görüp beni yönlendirdiği bir durum vardı. İlkokulda  Devlet Senfoni Orkestrası Çocuk korusuna gittim. Sonra kolej sınavı, dershane derken, bırakmak zorunda kaldım. İzmir Amerikan Lisesinde müzik grubu kurdum. İzmir çapında gerçekleşen“Oliver Twist” adlı müzikalde başrol oynadım. Konservatuarın başında Müfit Bayraşa vardı. Kendisinden şan dersleri aldım. Daha sonra o yıllarda bir rüya gerçekleşti. Müyap’ın düzenlediği “Pop Show 96 Şarkı Yarışması”na katıldım.512 aday vardı. Bizde Müfit beyle bir şarkı söyleyip, gönderdik. Sonra telefon geldi ilk ona girdiniz diye. Yarışma Mayıs ayında, üniversite sınavım da Hazirandaydı. Ailemi razı ettim ve yarışmada ikinci oldum. Jüride; Şahin Özer, Kenan Doğulu, Zerrin Özer vardı. Bende İstanbul hayalleriyle yanıp tutuşmaya başladım.

Yarışmadan sonra nasıl devam etti bu süreç?
Marmara Üniversitesi İşletme bölümünü kazandım. Kenan’la yollarımız kesişti. Vokal, albüm derken onlardan ayrılıp kendi yolumu çizdim. 8-9 yıldır da  bu işten para kazanıyorum.

Aslen İzmirlisiniz, aileniz orada mı yaşıyor?  
Evet İzmirliyim. Aslında baba tarafım Malatyalı, annemler Balıkesirli ama İzmir’de yaşamışlar hep. Ben de orada doğup büyüdüm. Beni çok özlüyorlar. Mümkün olduğu kadar gitmeye çalışıyorum.

Müziğin dışında neler yapıyorsunuz?
İş düşünmeden günlerim geçmiyor. Evdeysem bile aklım hep işte oluyor. Çok ayrı bir insan değilim. Spor yapıyorum eskisi kadar çok sık olmasa da. Yorgun düşüyor, bedenim çünkü. Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Film seyrederim, “Sex And The City” en sevdiğim dizi onu izlemeyi seviyorum.

Çok sempatik ve güler yüzlüsünüz. Ama herkesin sinirlendiği anlar mutlaka oluyor. Bengü nelere kızar?
Yanlış anlaşılmak beni çok sinirlendiriyor. Nankörlük, dün yüzüne gülüp bugün arkandan iş çevirmeleri, bencil olmaları kızdırıyor. Herkesin biraz bencil olması gerekiyor. Çünkü kendisini sevmeyen başkasını mutlu edemez, sevemez. Herkes olduğu gibi olsun, iki yüzlülükten nefret ediyorum. Ama bu hayatın gerçeği her geçen gün daha fazla şey öğreniyor
insan ve daha çok hayal kırıklığına uğruyor. O yüzden böyle hissettiğim durumlarda İzmir’e gidip annemlerle bir hafta geçirip, rehabilite olup öyle geliyorum. 

İleride kendi mesleğiniz olan işletmeciliği yapmayı düşünür müsünüz?
İş kadını olmak çok istiyorum. Üniversite mezunu olmak, bir takım şeylerin farkında olmak bir ayrıcalık. Bunu ileride nasıl kullanırım bilmiyorum  ama belki bir gün kendime özel bir şirket kurabilirim. Ama şuan için kendi işletmemi işletiyorum. Baktığınızda bende iş kadınıyım aslında. Öyle yaşamak zorundasınız. Sadece çıkıp şarkı söylemekle bitmiyor iş. İşin muhasebesi var, orkestrası var. O yüzden aslında bizde bir kurumuz. Serbest meslek diye tabir ettiğimiz durum var. 

Yeni albümü için repertuar çalışmalarına başlayan BENGÜ, yaz aylarında sevenlerine  bir sürpriz yapmayı planlıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder