Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

23 Ocak 2011 Pazar

NEVZAT BAYHAN (KÜLTÜR A.Ş)

Foto: Sevcan Çarkcı

Akort Dergisi Temmuz-Ağustos /2009
İstanbul Belediyesinin Organizasyon Yaşamı Kültür A.Ş’den Yönetiliyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde yer alan Kültür A.Ş, İstanbul’un dört bir yanına taşıdığı kültür ve sanat hizmetlerine son hızıyla devam ediyor. Yakın zamanda ziyarete açılan ve ilgi toplayan panoramik müzenin ardından, İstanbullu sanat severleri yeni projeler bekliyor…   
Kültür A.Ş; İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kültür, sanat ve turizm hizmetleri sunmak üzere kurulmuş ticari amaçlı bir şirket… 1989 yılında faaliyete geçen kurum, kuruluş amacı doğrultusunda her yıl birçok kültür ve sanat etkinliğine imza atıyor. İşletmeciliğini yaptığı Miniaturk-Minyatür Türkiye Parkı, Cemal Reşit Rey Konser Salonu,  Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, İdris Güllüce Kültür Merkezi, Mecidiyeköy Kültür Merkezi, Yerebatan Sarnıcı ve Cemal Reşit Rey Stüdyoları gibi mekanların yanı sıra kitap yayıncılığı gerçekleştiriyor. 4 yıldır Kültür A.Ş Genel Müdürlüğünü yürüten ve göreve geldiğinden bu yana birçok projeyi hayata geçiren Kültür A.Ş Genel Müdürü Nevzat Bayhan,  kültür ve sanat ağını İstanbul’un her yerine ulaştırmak amacında olduklarını söylüyor. Bayhan ile Kültür A.Ş’nin yakın dönem projeleri üzerine konuştuk…
Kültür A.Ş’nin son dönemde gerçekleştirdiği en önemli çalışmalarından biri 1453 İstanbul Panorama Müzesi… İstanbul’un fethinin üç boyutlu resimlerle anlatıldığı müze; ülkemiz için ilk, dünyada da ilk tam panoramik müze olma özelliği taşıyor. Anlatır mısınız? Panorama, son 4 yıl içinde yapılmış en önemli eserlerden biri… Aslında dünyada yeni değil,  100 yıla yakın bir geçmişi var. 30’a yakın panoramik müze bulunuyor. Ancak, dünyanın ilk tam tek panoramik müzesine sahibiz. Görseller kubbeli bir ortama yerleştirildi. Dünyadaki örneklerinde ise, böyle değil. 8 ressam arkadaşımız 2,5 yıl boyunca 3 boyutlu objelerle, bu anlayışa uygun çizilmiş resimlerle çalışmalarını sürdürdüler. Öncelikle hareket duygusunun yansıtıldığı fotoğraflar çekildi. Örneğin asker kılıç tutarken.. Sonra karakalem olarak çalışıldı ve bilgisayara aktarılıp renklendirildi. Son olarak maket alanına uygulanarak, panoramik müzeye dönüştü. 23 Mayıs 1453 sabahı saat 10’da dondurulmuş bir noktada siz savaş ortamının tam ortasından çıkıyorsunuz ve oradaki sonsuzluk hissiyle savaşı yaşıyor gibi oluyorsunuz. Günde ortalama 3000 kişi ziyaret ediyor. Bu sınırlı  platforma sahip bir müze için 3-4 kat rağbet demektir. Müze, eski otogar dediğimiz bir alanda yer alıyor. Bu alan; gürültüsüyle, karmaşıklığıyla, düzensizliğiyle çirkin bir görünüme neden oluyordu. O zaman Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, bu alanı rehabilite etmeye çalışıyor ve getirdiği köklü çözümle Topkapı otogarını Esenler’e naklediyor. Sonrasında çalışmalar başlıyor. Kadir Topbaş’ın gelmesiyle de proje tekrar hızlanıyor. 340 dönüm bir arazide bir tarafta anfi tiyatro, bir tarafta 1200 kişilik sosyal tesis, Kültür A.Ş’nin içinde olduğu büyük bir komplex, Türk Dünyası Kültür Mahallesi, çocuklar için trafik eğitim kampları, panoramik müze, yeşil alanlar... İnsanların rahat ettiği, huzur bulduğu bir yere dönüştü.  
Panoramik müzenin devamında Musiki Çalgıları Müzesi gibi dünyada çok az örneği olan projelerin olduğunu biliyoruz. Bu konudaki çalışmalar hangi boyutta? Üzerinde durduğumuz belirli mekanlar var. Araştırma aşamasındayız. Geçmişi, ekosu ve atmosfer itibarıyla hem nostaljisinin yaşandığı,  hem de çalgıların orada sadece sergileme değil, performansının da yapıldığı bir mekan olması üzerinde duruyoruz.
MUSİKİ DÜNYASI BİZİM İÇİN ÖNEMLİ
Aynı zamanda sayıları sürekli artan kültür merkezleri, birçok etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Kültürümüzü, sanatımızı sadece kültürel mekanlara hapsedilen bir olgu olarak görmüyoruz. Büyükşehir Belediyemizin bu konudaki stratejisi merkezden muhite; her semtte, her mahallede, her sokakta insanların rahat ulaşabileceği sanat etkinliği olmasıdır. “Yazlık Sinema Geceleri” başlattık. Tuzla, Kartal, Maltepe, Ümraniye Beykoz gibi tiyatro ve sinema salonlarıyla o bölgedeki her ilçeye hitap edilmeye çalışıldı. Başakşehir, Bahçelievler, Güngören gibi ilçelerde de kültür merkezleri oluşturulmaya başlandı. Zeytinburnu Türk Dünyası Kültür Mahallesinin de içinde olduğu Topkapı Kültür Parkı ile yaşayan bir mekan oluşturulmaya çalışıldı. Şeker otobüs, seyyar kitaplar, gezici kütüphaneler İstanbul’un her yerine ulaşan kültür ve sanat ağının oluşması adına yapıldı. Daha da işlerlik kazanması adına da yeni projelerle geliştirmeye çalışıyoruz. Etkinliklerin çoğu ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Aynı zamanda turistik mekanlarda da etkinlikler düzenleniyoruz. Yerebatan Sarnıcında şiir akşamları, ney akşamları, Türk musikisi geceleri; Miniatürkte konserler, şenlikler gibi etkinliklerle bu mekanları canlı tutuyoruz. Bir kültür mekanı haline getirmenin çalışmalarını yaptık ve bu çalışmalara devam ediyoruz. Topkapı Kültür Parkı anfisinde de konserler devam ediyor.
Son dönemde Kültür A.Ş tarafından yayınlanan birçok Musiki albümü de bulunuyor. Musiki dünyası, bizim için çok önem taşıyor. Kültürel ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı ile beraber gerçekleştirdiğimiz 5 bine yakın etkinliğin neredeyse yarısı musiki ile ilgili. Sadece Batı müziği ya da sadece Klasik Türk Müziği değil tüm Musiki çeşitlerini konser mekânlarımızda uygulamaya çalışıyoruz. Son dönemde Musiki albümleri geliştirdik. “İstanbul Türküleri”, “İstanbul Şarkıları”, İstanbul için yakılan ağıtların yer aldığı “Yedi bölgeden Yeditepe’ye”, yabancı sanatçıların İstanbul’la ilgili türkü ve şarkılarının yer aldığı “Songs for İstanbul gibi.. Sonrasında 8 cd’lik “Mevlevi Sesleri” sunduk. “Ramazaniye” ve “Muharremiye” cd’lerini yayınladık. Bu projeleri ticari kaygı gözeterek değil; işin kalıcı, faydalı ve etkili olması amacıyla yapıyoruz. Bu çalışmalarımızın devamı gelecek.
Kültür A.Ş’nin yıllık proje sayısı 2002 yılında 6 iken, geçtiğimiz yıl proje sayısı 91’e ulaşmış. Gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Şanslı bir zamanda geldik. Daha önce İstanbul’u yönetmiş Başkan, şuanda Başbakan. Kabinesi İstanbul’u çok iyi biliyor. Her türlü imkan seferber ediliyor. Doğru işi doğru yerde yapmanın plan ve projelerini geliştiriyoruz. Gerek kültürel politikalar, gerekse stratejiler bilimsel verilere dayandırılmaya çalışılıyor. “Elimizde şöyle bir proje var, nereye uygulayalım” diye değil, “şöyle bir yere ne gibi bir proje olur” diye düşünüyoruz. Yayın ve projelerde bu bağlamda çalışmalar yapılıyor. Kendimize ilk sorduğumuz soru: “Bunun İstanbul’a, Türkiye’ye, insanlara ne gibi faydası var?”oluyor. Üzerinde yoğun olarak çalışıyoruz.  Her yıl kendi rekorlarımızı kırmaya çalışıyoruz. Bu yılda krize rağmen, rekorları kırmaya devam ediyoruz.

UÇAN HALIYLA ZAMANDA YOLCULUK
Kültür A.Ş’nin yakın gelecekteki projeleri neler? “Zaman Tünelinde İstanbul” adlı teknik çalışmaları halen süren bir projemiz var. 8 bin yıl öncesinden günümüze insanların uçan halı üzerinde hareket edip, o zamanın panoramasıyla, lazer hologramlarla, kralların ve padişahların o zamanki İstanbul’u anlattığı bir çalışma. Planetaryum çalışmamız var. Yıllardır insanlar uzay bilimleri, fizikle ilgili zaman harcayarak öğrenim görüyor.  Ama bunun kalıcılığı konusunda sıkıntı var. Dünyada örnekleri var, ama ülkemizde olmamasını ciddi bir eksiklik olarak görüyorum. Önümüzdeki yıllarda bu projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Kardeş şehirler parkı devam edecek. Gülhane’de gül ve lale müzeleri gibi projeler de onaylanan çalışmalar arasında yer alıyor. Bunun yanında yayınlarımız var. İstanbul’un bir sırrını, bir güzelliğini ortaya çıkaracak konuları bulduğumuzda insanlarımıza sunmaya devam edeceğiz. 2010 yılı için, 2010 ekibiyle yürüttüğümüz 15 proje bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde 2.sini gerçekleştirdiğimiz uluslararası şiir festivalini 2010 yılında da yapacağız. 2011 yılında da bu etkinlikler devam edecek. İstanbul için 2010 önemli bir fırsattır ve çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. İstanbul tarihi bir şehir, 8 bin seneye ulaşan bir geçmişi var. Tabiî ki korunmuş tarihi mekanlarla arzı endam ediyor. Daha işlevsel hale getirilmesi, onarılması önemli işlerden bazılarıdır. 2010 sürecinde bir tarafta mekansal diğer taraftan biyopsikososyal tarafının ihmal edilmeden hızlı adımlarla iyileştirilmesi gerekiyor.
Nevzat Bayhan Kimdir?
1961 yılında Adıyaman'da doğan Nevzat Bayhan, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi mezunu… Fen Bilimleri Enstitüsünü 1987'de bitirerek Yüksek Mühendis ünvanını aldı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ekonometri bölümünde doktora çalışmalarına başladı. 1991 yılında ABD Rutgers Üniversitesi PALS lisan okulundan mezun olduktan sonra Stevens İnstitute Of Technology'de 4 sene Çevre Mühendisliği üzerine doktora çalışması yaptı. 1983 yılından bu yana sosyal ve bilimsel konularda çeşitli medya organlarında yazılar yazdıktan sonra ABD'de Golden Generation Dergisinin başyazarlığı ve editörlüğünü yaptı. 1995 yılında Türkiye'ye döndükten sonra Zaman Gazetesi'nde köşe yazarlığı ve editörlük yaptı. Bir süre Cihan Haber Ajansı Genel Müdürlüğü de yapan Bayhan’ın, yayınlanmış eseleri bulunuyor. 2005 yılından bu yana Kültür A.Ş Genel Müdürlüğünü yürüten Nevzat Bayhan, aynı zamanda bağlama çalıyor ve ney üflüyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder